Bugün
akademisyenlere yapılan muazzam zam oranlarından sonra madem bu camianın
sorunlarına bir neşter vuruldu diğer esaslı meseleyi de incelemek gerekir.
Doktorlarımız ne kadar doktor doçentlerimiz ne kadar doçent? Herkesin
malumudur, Türkiye’de akademi camiası hırsızlığın en çok yapıldığı yerlerden
bir tanesidir. Yani intihalin. Emek hırsızlığının!
Çok yufka yürekli
olduğumuz için midir yoksa ahlaksız mı bilinmez ama bu sorun ilkokulda başlar
lisede devam eder üniversitede tavan yapar. Üniversite öğrencilerinin
hazırlamış olduğu projelerin büyük kısmı oradan buradan aşırmadır. Yani bilgi
hırsızlığıdır yani intihaldir! Bunda ezberci eğitim sisteminin de payı çok
büyüktür. Öğrenciler sınav odaklı çalışma yapmak zorunda olduğu için araştırma
ve bunları sonuca dökmekten bihaber şekilde eğitim hayatlarında devam
etmektedirler. Karşılarına çıkan ilk araştırma ödevinde de aşırma yaparlar.
Bunun da bu kesimin büyük kısmında bir ceza karşılığı olmaz. Yönetmeliklerde
cezası vardır ve sabittir. Ya uzaklaştırma ya da okuldan atılma cezası
verilmesi gerektiği halde hocalar yani doktorlar doçentler buna göz yumarlar.
Yufka yürekli oldukları için mi? Kimse kusura bakmasın ama ben bu kadar iyi
niyetli düşünemeyeceğim! Çünkü bu hocaların bir kısmının yüksek lisans, doktora
veya doçentlik tezlerinden en az bir tanesinde en az bir cümle aşırma vardır.
Yani bilgi hırsızlığı! Yani intihal! Hal böyle olunca hırsız hırsıza
hırsızlığını söyleyemez duruma gelmektedir. Sorumluluk kimde? Sorumluluk kişide
ancak denetleme YÖK’te! Varlığı ilk günden beri tartışma konusu olan YÖK hemen
hemen her hükümet tarafından seçim vaatlerinde kapatılacağından söz edilir
ancak güç tatlı mı gelir yoksa başka nedenler mi bilinmez kapatabilen çıkmadı
henüz. Ancak madem böyle bir kurum var ve bu kurum bütün akademi camiasını
denetliyor, bu durumda üzerine de büyük vazifeler düşüyor. Ne mi yapmalı?
Bugüne kadar ki bütün akademik değeri olan tezleri ve makaleleri alacak
gerekirse gece demeyecek gündüz demeyecek intihal var mı yok mu araştıracak!
Bulduğu an da yönetmelik veya kanunlarda ne ceza görülmüş ise onu uygulayacak.
Ceza geriye doğru işletilebilir mi? Evet işletilir! İşin ucunda ahlak varsa
işin ucunda suç varsa işletilir! İntihal yeni bir şey değil. Bu camia kurulduğu
günden beri var olan bir şey! Yani yeni suç olmadı, hep öyleydi! Bu gidişata dur denildiğinde ortaya ne mi
çıkacak? Ortaya öğrencilerin yaptığı hırsızlığa göz yummayan kimine göre katı
kalplı kimine göre hakkı savunan hocalar çıkacak. Ortaya ahlaki değerlerin
bilincine varmaya başlayan nesiller çıkacak ve bu neslin yetiştirdikleri...
Ne mi olacak?
Güzel günler
göreceğiz güneşli günler!